Göztepe deplasmanının kolay geçeceğini kimse beklemiyordu. Takımını sonuna kadar destekleyen taraftarı, istikrarlı Hocası ve güçlü kadrosu ile sıralamadaki yerinin tesadüf olmadığını her maç kanıtlayan bir takım, Göztepe. İzmir'in Altay ve Karşıyaka ile birlikte köklü ekiplerinden. Zorlu deplasmanda maçın kaderinin değiştiği anlar var elbette. Kalemize duvar ören, üç kez topu çizgiden çıkartan oyuncularımız bence en büyük alkışı hak ediyordu. Ancak gol atmadan kazanmak mümkün değil. Dün, iki golde imzası olan Arnavut futbolcumuz Ernest Muçi bence maçın yıldızıydı. Son üç haftayı boş geçmeyen Muçi, Beşiktaş'ta bulamadığı gollerini Trabzon'a saklamış. İyi gidiyoruz, umarım böyle devam ederiz.
Yekta Kopan'dan okuduğum üçüncü kitap. Kısacık öykülere küçürek denildiğini öğrenince, bu sözcüğü unutmayayım diye sık sık kullanıyorum. Belki Yaz Erken Gelir'de küçürek öykülerin bir çok örneği var. Kimi birkaç satırdan kimi bir kaç paragraftan oluşan öyküleri okuması kısa, sindirmesi uzun sürüyor. Süslü cümleler sevenlerdenseniz Kopan'ın sade dili size hitabetmeyebilir. En sevdiğim öykü kitabın sonunda yer alıyordu, Kaplanın Fısıltısı. Şu sözü beni çok etkiledi: "Öfkeli gençlerin zamanı yavaş akar. Hele bir de öfkeleri kendilerineyse." s.164